Bozulan Organlar:
Câbir bin Abdullah -radiyallahu anh-den rivayet edilmiştir:
Tufeyl bin Amr ed-Devsî -radiyallahu anh- Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e gelerek "Yâ Resulellah! Muhkem bir kal'aya ve muhafızların yanına gitmek ister misin?" demiş. (Câbir 'Cahiliye devrinde Devs kabilesine ait muhkem bir kal'a vardı.' diyor.)
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buna râzı olmamıştı. Çünkü Allah muhafızlığı Medine'li Ensar'a ayırmıştı.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Medine'ye hicret edince Tufeyl bin Amr -radiyallahu anh- de Medine'ye hicret etti. Onunla birlikte kavminden bir zât da hicret etti. Fakat Medine'de sıkıldılar. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı, onlarla parmak eklerini kesti. Derken ellerinden kan fışkırmaya başladı, sonra da öldü.
Daha sonraki günlerde Tufeyl bin Amr -radiyallahu anh- onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel olmasına rağmen elleri sarılı idi. Tufeyl -radiyallahu anh- ona "Rabb'in sana ne yaptı?" diye sordu. O da "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-in yanına hicret ettiğim için beni affetti." diye cevap verdi. Tufeyl -radiyallahu anh- "Neden seni ellerini sarmış görüyorum?" deyince:
"Bana 'Senin bozduğun bir organını biz düzeltemeyiz.' denildi." cevabını verdi.
Tufeyl -radiyallahu anh- bu rüyayı Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e anlattığında:
"Allah'ım! Onun ellerini de affeyle!" diye duâ etti. (Müslim: 116)
Allah için hicret ettiği, Allah'a ve Resulü'ne gönül verdiği halde arzusu ile parmak eklerini kestiğinden ötürü böyle bir ihtar almaya sebep oldu. Ya kendisini katlettiren, organlarını vasiyet edip aldıranın halini siz düşünün!
İşte bu Âyet-i kerime'lere ve Hadis-i şerif'lere iman ediyorsanız bu böyledir. Bunun için de bunlardan sakının ve kaçının.
Biz kendimizden konuşmuyoruz. Bunca Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'leri delil olarak gösteriyoruz. Bunlar delil olarak size neyi gösteriyorlar?
Doğru sözlü iseler; bir tek Âyet-i kerime ve bir tek Hadis-i şerif ibraz etsinler. Ve fakat aslâ ibraz edemezler.
"Onlar hakikaten kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar yalancıdırlar.
Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı bile unutturmuştur. Onlar şeytan fırkasıdır. İyi bilin ki asıl kayba uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır." (Mücâdele: 18-19)
Organ nakli ve vasiyeti asla caiz değildir. Buna rağmen bir takım kimseler bilinçli olarak halkı yoldan çıkarmaya, hem kendilerini katletmeye, hem de organlarını vasiyet etmekle intihar etmelerine ve cehenneme girmelerine vesile oluyorlar.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde ahirzamanda gökkubbe altında en şerli insanların âlimler olacağını haber vermiştir:
"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, İslâm'ın yalnız ismi, Kur'an'ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak.
Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı ve yine onlara dönecektir." (Beyhaki)
Câbir bin Abdullah -radiyallahu anh-den rivayet edilmiştir:
Tufeyl bin Amr ed-Devsî -radiyallahu anh- Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e gelerek "Yâ Resulellah! Muhkem bir kal'aya ve muhafızların yanına gitmek ister misin?" demiş. (Câbir 'Cahiliye devrinde Devs kabilesine ait muhkem bir kal'a vardı.' diyor.)
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buna râzı olmamıştı. Çünkü Allah muhafızlığı Medine'li Ensar'a ayırmıştı.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Medine'ye hicret edince Tufeyl bin Amr -radiyallahu anh- de Medine'ye hicret etti. Onunla birlikte kavminden bir zât da hicret etti. Fakat Medine'de sıkıldılar. O zât hastalandı ve sabırsızlık ederek oklarını aldı, onlarla parmak eklerini kesti. Derken ellerinden kan fışkırmaya başladı, sonra da öldü.
Daha sonraki günlerde Tufeyl bin Amr -radiyallahu anh- onu rüyasında gördü. Kılık kıyafeti güzel olmasına rağmen elleri sarılı idi. Tufeyl -radiyallahu anh- ona "Rabb'in sana ne yaptı?" diye sordu. O da "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-in yanına hicret ettiğim için beni affetti." diye cevap verdi. Tufeyl -radiyallahu anh- "Neden seni ellerini sarmış görüyorum?" deyince:
"Bana 'Senin bozduğun bir organını biz düzeltemeyiz.' denildi." cevabını verdi.
Tufeyl -radiyallahu anh- bu rüyayı Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'e anlattığında:
"Allah'ım! Onun ellerini de affeyle!" diye duâ etti. (Müslim: 116)
Allah için hicret ettiği, Allah'a ve Resulü'ne gönül verdiği halde arzusu ile parmak eklerini kestiğinden ötürü böyle bir ihtar almaya sebep oldu. Ya kendisini katlettiren, organlarını vasiyet edip aldıranın halini siz düşünün!
İşte bu Âyet-i kerime'lere ve Hadis-i şerif'lere iman ediyorsanız bu böyledir. Bunun için de bunlardan sakının ve kaçının.
Biz kendimizden konuşmuyoruz. Bunca Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'leri delil olarak gösteriyoruz. Bunlar delil olarak size neyi gösteriyorlar?
Doğru sözlü iseler; bir tek Âyet-i kerime ve bir tek Hadis-i şerif ibraz etsinler. Ve fakat aslâ ibraz edemezler.
"Onlar hakikaten kendilerinin bir şey üzerinde bulunduklarını sanırlar. İyi bilin ki onlar yalancıdırlar.
Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı bile unutturmuştur. Onlar şeytan fırkasıdır. İyi bilin ki asıl kayba uğrayanlar şeytan taraftarı olanlardır." (Mücâdele: 18-19)
Organ nakli ve vasiyeti asla caiz değildir. Buna rağmen bir takım kimseler bilinçli olarak halkı yoldan çıkarmaya, hem kendilerini katletmeye, hem de organlarını vasiyet etmekle intihar etmelerine ve cehenneme girmelerine vesile oluyorlar.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde ahirzamanda gökkubbe altında en şerli insanların âlimler olacağını haber vermiştir:
"İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, İslâm'ın yalnız ismi, Kur'an'ın ise resmi kalacak. Mescidler dış görünüşleri ile mamur, fakat içleri hidayetten mahrum olacak.
Onların âlimleri gökkubbe altındakilerin en şerlileridir. Fitne onlardan çıktı ve yine onlara dönecektir." (Beyhaki)