Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun Ölümünde
Yaşanan Tartışmalar
ve Dile Getirilen Gerçekler:
Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu 2003 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti. Vali Yazıcıoğlu'nun geçirdiği kaza sonrasında vefatına kadar yaşadığı süreci halkımız yakından takip etmişti. Gerek yakınlarının gerek doktorların gerekse ilâhiyatçıların konuyla alâkalı açıklamaları basına yansıdı. Vali Yazıcıoğlu'na doktorları beyin ölümü teşhisi koydular ve karar verilmesi durumunda fişinin çekilerek organlarının kullanılabileceğini söylediler. Vali Yazıcıoğlu'nun kardeşi, eski Diyanet İşleri Başkanlarından Sait Yazıoğlu ise buna müsaade etmediklerini söyleyerek soruları şu şekilde cevapladı:
"Vücudun kendisinin işi sonlandırması, hem tıbbi etik açısından hem de din açısından bize daha uygun gibi geliyor."
CNN Türk'te yayınlanan Manşet programındaki tartışmada İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy Vali Yazıcıoğlu'nun durumunu geri dönüşü olmayan, organ vericisi olarak kullanılabilecek bir "Hasta" olarak tanımlamış ve organların alınmasını "Pasif ötenazi" diye nitelendirmiştir.
Program katılımcısı Y. Nuri Öztürk ise "Hayata ne şekilde olursa olsun bizim son verme hakkımız yok. Onun için beklemek lâzım. Din, ötenazi konusunda hiç cevaz vermez, orada da beklemek lâzım. Bu sadece pragmatik açıdan somut kişi meselesi değil, bu hayata ilke olarak saygının bir ifadesidir. Dinden bunu bekleyemezsiniz." diye konuşmuştur.
Vali Yazıcıoğlu'nu "Organ vericisi olarak kullanılabilecek bir hasta" olarak tanımlayan Prof. Dr. Gencay Gürsoy şu ilginç bilgiyi vermiştir: "Amerika'da bir kişi 1984'de trafik kazası geçirdi ve 19 yıl makinaya bağlı yaşadı. Geçenlerde uykusundan uyandı ve hayata döndü. Ve olmaz denilen oldu. Tıp dünyası bunu mucize olarak görüyor."
Nitekim çıkan haberlerde birçok kimsenin bütün fizyolojik fonksiyonları, sona ermeden hastadan ümit kesmediğini ve kesinlikle ölü olarak tanımlamadığını görmekteyiz.
Yaşanan Tartışmalar
ve Dile Getirilen Gerçekler:
Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu 2003 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmişti. Vali Yazıcıoğlu'nun geçirdiği kaza sonrasında vefatına kadar yaşadığı süreci halkımız yakından takip etmişti. Gerek yakınlarının gerek doktorların gerekse ilâhiyatçıların konuyla alâkalı açıklamaları basına yansıdı. Vali Yazıcıoğlu'na doktorları beyin ölümü teşhisi koydular ve karar verilmesi durumunda fişinin çekilerek organlarının kullanılabileceğini söylediler. Vali Yazıcıoğlu'nun kardeşi, eski Diyanet İşleri Başkanlarından Sait Yazıoğlu ise buna müsaade etmediklerini söyleyerek soruları şu şekilde cevapladı:
"Vücudun kendisinin işi sonlandırması, hem tıbbi etik açısından hem de din açısından bize daha uygun gibi geliyor."
CNN Türk'te yayınlanan Manşet programındaki tartışmada İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gencay Gürsoy Vali Yazıcıoğlu'nun durumunu geri dönüşü olmayan, organ vericisi olarak kullanılabilecek bir "Hasta" olarak tanımlamış ve organların alınmasını "Pasif ötenazi" diye nitelendirmiştir.
Program katılımcısı Y. Nuri Öztürk ise "Hayata ne şekilde olursa olsun bizim son verme hakkımız yok. Onun için beklemek lâzım. Din, ötenazi konusunda hiç cevaz vermez, orada da beklemek lâzım. Bu sadece pragmatik açıdan somut kişi meselesi değil, bu hayata ilke olarak saygının bir ifadesidir. Dinden bunu bekleyemezsiniz." diye konuşmuştur.
Vali Yazıcıoğlu'nu "Organ vericisi olarak kullanılabilecek bir hasta" olarak tanımlayan Prof. Dr. Gencay Gürsoy şu ilginç bilgiyi vermiştir: "Amerika'da bir kişi 1984'de trafik kazası geçirdi ve 19 yıl makinaya bağlı yaşadı. Geçenlerde uykusundan uyandı ve hayata döndü. Ve olmaz denilen oldu. Tıp dünyası bunu mucize olarak görüyor."
Nitekim çıkan haberlerde birçok kimsenin bütün fizyolojik fonksiyonları, sona ermeden hastadan ümit kesmediğini ve kesinlikle ölü olarak tanımlamadığını görmekteyiz.