Ölüm Kararının Verilebilmesi İçin
Bütün Vücut Fonksiyonlarının Durması Gerekir:
Beyin, kalp ve solunum gibi temel hayatiyet fonksiyonları belirli bir sıraya göre sona ermezler. Bazen önce beyin, bazen önce kalp, bazen önce solunum sona erer. Her durumda hastanın hayata dönme ihtimali daima vardır. Bunun örnekleri de çoktur. Hatta bu konuda "Öldükten Sonra Yaşayanlar" diye müstakil bir kitap bile yazılmıştır.
"Kalbi durdu diye sun'î solunum cihazına bağlandıktan sonra, hayatından ümit kesilip cihaz kaldırıldığında yaşayanlar olduğu gibi, hasta iken kalbinin durduğuna hükmedilen kimselerin, ameliyatla incelendiğinde önceden ölmedikleri ancak ölümlerine ameliyatın sebep olduğu durumlar da vardır. Senelerden beri sun'î solunumla yaşayan Amerikalı bir kızın, anne-babasının rızâsı alınarak cihaz kaldırıldığında normal hayata dönmesi ve kalbi durdu diye ameliyata alınan başka bir hastanın kalbine ameliyatla müdahale edildiğinde öldüğünün anlaşılması bunun açık misalleridir." (Es-Selâmî, Muhammed Muhtar, Meta Tentehi'l-Hayat, Mecelletü Mecmai'l-Fıkhi'l İslâmî, c. 2 sayı 3)
"Ölümün kendine göre alâmetleri vardır. Kalp attığı müddetçe -ister kendi kendine isterse sun'î solunum cihazıyla- beyin ölümüne itibar edilmez." (Bûti, İntifâu'l-İnsan, Mecelle, c. 1, sayı 4)
"Beyin ölümü teşhislerinde vücut gıda alabilmekte, hatta beden gelişmeye devam etmekte, yani vücut fonkiyonları canlı kalabilmektedir. Bunun yanında öldüğüne dair aksini ispat edecek herhangi bir delil de olmadığı halde, o şahsa ölü denilmesi imkânsızdır." (Vâ'î, Hakikatü'l-Mevt, Mecelle, C. 2, Sayı 3)
"Beyin ölümü, ancak ölümün habercisi ve ona alâmet olabilir. Kalp tamamen durmadan mücerret beyin ölümü, ölüm olarak kabul edilemediği gibi, bu durumda naklin yapılması da caiz olmayacaktır." (Bâr, İntifâü'l-İnsan, Mecelle, c. 1, sayı 4)
Hayatından ümit kesilen vak'alarda fiş çekme denilen makina desteğinin ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağı bile tartışalan bir durumken, organ nakillerinde bu tür hastalar fiş çekilmeden yani makina desteği ile yaşıyorken ameliyat masasına alınmakta; bir tarafta çalışan bir vücudun parçaları sökülürken diğer tarafta organ takılacak öbür hastaya bu parçalar takılmaktadır.
Milyonda bir kişi bile olsa hayata geri dönme ihtimali olan bir kimse organları alındığı için öldüğü zaman durumunuz ne olacak?
"Kim bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur." (Mâide: 32)
•
Beyin bütün ilmî gelişmelere rağmen hâlâ keşfedilmeyi bekleyen bir muammadır. Beynin fonksiyonel haritası ve hücreler arası alışveriş ve irtibatın mahiyeti tam olarak ortaya konulamamıştır.
Bütün Vücut Fonksiyonlarının Durması Gerekir:
Beyin, kalp ve solunum gibi temel hayatiyet fonksiyonları belirli bir sıraya göre sona ermezler. Bazen önce beyin, bazen önce kalp, bazen önce solunum sona erer. Her durumda hastanın hayata dönme ihtimali daima vardır. Bunun örnekleri de çoktur. Hatta bu konuda "Öldükten Sonra Yaşayanlar" diye müstakil bir kitap bile yazılmıştır.
"Kalbi durdu diye sun'î solunum cihazına bağlandıktan sonra, hayatından ümit kesilip cihaz kaldırıldığında yaşayanlar olduğu gibi, hasta iken kalbinin durduğuna hükmedilen kimselerin, ameliyatla incelendiğinde önceden ölmedikleri ancak ölümlerine ameliyatın sebep olduğu durumlar da vardır. Senelerden beri sun'î solunumla yaşayan Amerikalı bir kızın, anne-babasının rızâsı alınarak cihaz kaldırıldığında normal hayata dönmesi ve kalbi durdu diye ameliyata alınan başka bir hastanın kalbine ameliyatla müdahale edildiğinde öldüğünün anlaşılması bunun açık misalleridir." (Es-Selâmî, Muhammed Muhtar, Meta Tentehi'l-Hayat, Mecelletü Mecmai'l-Fıkhi'l İslâmî, c. 2 sayı 3)
"Ölümün kendine göre alâmetleri vardır. Kalp attığı müddetçe -ister kendi kendine isterse sun'î solunum cihazıyla- beyin ölümüne itibar edilmez." (Bûti, İntifâu'l-İnsan, Mecelle, c. 1, sayı 4)
"Beyin ölümü teşhislerinde vücut gıda alabilmekte, hatta beden gelişmeye devam etmekte, yani vücut fonkiyonları canlı kalabilmektedir. Bunun yanında öldüğüne dair aksini ispat edecek herhangi bir delil de olmadığı halde, o şahsa ölü denilmesi imkânsızdır." (Vâ'î, Hakikatü'l-Mevt, Mecelle, C. 2, Sayı 3)
"Beyin ölümü, ancak ölümün habercisi ve ona alâmet olabilir. Kalp tamamen durmadan mücerret beyin ölümü, ölüm olarak kabul edilemediği gibi, bu durumda naklin yapılması da caiz olmayacaktır." (Bâr, İntifâü'l-İnsan, Mecelle, c. 1, sayı 4)
Hayatından ümit kesilen vak'alarda fiş çekme denilen makina desteğinin ortadan kaldırılıp kaldırılamayacağı bile tartışalan bir durumken, organ nakillerinde bu tür hastalar fiş çekilmeden yani makina desteği ile yaşıyorken ameliyat masasına alınmakta; bir tarafta çalışan bir vücudun parçaları sökülürken diğer tarafta organ takılacak öbür hastaya bu parçalar takılmaktadır.
Milyonda bir kişi bile olsa hayata geri dönme ihtimali olan bir kimse organları alındığı için öldüğü zaman durumunuz ne olacak?
"Kim bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur." (Mâide: 32)
•
Beyin bütün ilmî gelişmelere rağmen hâlâ keşfedilmeyi bekleyen bir muammadır. Beynin fonksiyonel haritası ve hücreler arası alışveriş ve irtibatın mahiyeti tam olarak ortaya konulamamıştır.