Tedavi ve Sabır:
Resul-i Ekrem -sav- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmaktadırlar:
"Hasta olunca tedâviye devam ediniz. Zira Allah devâsız bir hastalık yaratmamıştır. Ancak haramla tedâvi olmayınız." (Münâvî)
Şu halde derman arayacağız. Hastalık için âfiyet istemek, şifasını aramak, doktora görünüp ilâç kullanmak, maddî ve mânevî çarelere başvurmak, sebeplerini araştırmak vazifemizdir. Bunlar şikâyetten sayılmaz. İslâm dini tedâviyi emretmiştir, sağlığını korumayan kimse günahkâr olur.
Şu kadar var ki tedavi olurken, hakiki şifâ verenin Allah-u Teâlâ olduğuna inanmak, doktor ve ilâcı sebep olarak görmek lâzımdır. Doktora ve ilaca o imkânları bahşeden Allah-u Teâlâ'ya şükranlarını arzetmelidir.
Zâhirî hastalıklar zararlı gibi görünür, nefsimize ağır gelir, fakat faydası daha çoktur. Hadis-i şerif'te kul için hastalıkların Allah-u Teâlâ tarafından hediye olduğu beyan buyuruluyor. Zira Allah-u Teâlâ kulundan kuvvetini ve lezzetlerini alırken, günahlarını da alıyor. Daha sonra şifâsını vererek, birçok nimetlerini mükâfatı ile beraber yine iâde ediyor. Aynı zamanda bazı hastalıklar da var ki, şehitliğe vesile oluyor.
İbtilâ anında kul Mevlâ'sına çok yakındır. O yakıcı ateşin içinde büyük bir haz vardır. Yakup Aleyhisselâm ki, Yusuf'una kavuşması ile o hâl kayboldu.
Kula boyun bükmek ve teslimiyet düşer.
Resul-i Ekrem -sav- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmaktadırlar:
"Hasta olunca tedâviye devam ediniz. Zira Allah devâsız bir hastalık yaratmamıştır. Ancak haramla tedâvi olmayınız." (Münâvî)
Şu halde derman arayacağız. Hastalık için âfiyet istemek, şifasını aramak, doktora görünüp ilâç kullanmak, maddî ve mânevî çarelere başvurmak, sebeplerini araştırmak vazifemizdir. Bunlar şikâyetten sayılmaz. İslâm dini tedâviyi emretmiştir, sağlığını korumayan kimse günahkâr olur.
Şu kadar var ki tedavi olurken, hakiki şifâ verenin Allah-u Teâlâ olduğuna inanmak, doktor ve ilâcı sebep olarak görmek lâzımdır. Doktora ve ilaca o imkânları bahşeden Allah-u Teâlâ'ya şükranlarını arzetmelidir.
Zâhirî hastalıklar zararlı gibi görünür, nefsimize ağır gelir, fakat faydası daha çoktur. Hadis-i şerif'te kul için hastalıkların Allah-u Teâlâ tarafından hediye olduğu beyan buyuruluyor. Zira Allah-u Teâlâ kulundan kuvvetini ve lezzetlerini alırken, günahlarını da alıyor. Daha sonra şifâsını vererek, birçok nimetlerini mükâfatı ile beraber yine iâde ediyor. Aynı zamanda bazı hastalıklar da var ki, şehitliğe vesile oluyor.
İbtilâ anında kul Mevlâ'sına çok yakındır. O yakıcı ateşin içinde büyük bir haz vardır. Yakup Aleyhisselâm ki, Yusuf'una kavuşması ile o hâl kayboldu.
Kula boyun bükmek ve teslimiyet düşer.