DENGE Hasan Anayol
DENGE
Organ nakli... Umutlar biterse!... 02 Mart 2012 Cuma
Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde dünyada ilk kez bir insana aynı anda "çift kol ve çift bacak nakli yapıldı. Ancak, hasta "dolaşım bozukluğu"sonucu yaşamını kaybetti. 27 yaşındaki Şevket Çavdar adındaki hastanın durumu "Vericiden nakil"konusunu tartışılır hale getirdi.
Aslında İslami hassasiyeti olan çevrelerce nakillere sıcak
bakılmadığı biliniyordu. Günümüzde her olayın magazin konusu yapılması moda haline getiriliyor dersek yanlış söylemiş olmayız. Bakın nakil öncesi şaşaalı tanıtımlara, simdi nerdeler?
Ömer Nasuhi Bilmen'in "Büyük İslam İlmihalinin (Sayfa 466) "İnsanların bedenleri ve organlar hayatta olduğu gibi öldükten sonra da hürmet edilmeye layıktır. Ve dokunulmazlığı vardır."hükmü nakil karşıtlarının önemli kanıtı.Ali Rıza Demircan Hoca, bir Televizon kanalında naklin haram olduğunu söyleyerek aynı görüşü savunmuştur.
Bu bağlamda Şevket Çavdar’a, organları alınan kadavra ‘ya dokunulmuştur. Hayat dolu bir insanken kendi kendine yetebilecek zihinsel ve bedensel bazı işlevlerini -az da olsa -yerine getirirken, bir Üniversitenin - başarılı yüz naklinden sonra-böylesi beklentisi yüksek plantasyona kalkışılması, etik açıdan doğru bir yaklaşım mıdır?
Yaşama umudu bitmemişken son çare olarak ikna edilmesi doğru mudur? Aslında, kişi tekerlekli sandalyeyle dolaşıyor, Televizon seyrediyor, İnternetle kendi dışındakilerle iletişim kurabiliyordu. Şimdi aramızda yok. Ailesinin yaşadığı travmayı tahmin edebiliyor muyuz?
Uzmanlar dünyada gerek beyin ölümü gerek kalbi duran insanın uzuvları bir başkasına "vasiyet/bağış yoluyla" alınarak bu yolla insan sağlığına hizmet edildiği varsayılmaktadır. Olay, mesleki etik, felsefi, dini tartışmalar birbiri ile çelişmesine rağmen ısrarla, Allah’ın haram kıldığına "fetva veren dini otoriteler "zaruret ilkesini ileri sürmüşlerdir. Bu konu Batı'da hala tartışılmaktadır.
Ölümün,1. Bir kişi kalp ve dolaşım fonksiyonu, 2. Solunum fonksiyonu, 3. Beyin faaliyetlerinin total ve geriye dönüşü mümkün olmayacak şekilde durması hallerinde ölümün gerçekleşmiş sayılacağı kabul edilmektedir. Ne varki, bu koşulları çürütecek bir olay yaşandı.Amerikada bitkisel hayatta 15 yıl yaşayan ve 3 kez yaşam makinesinden fişi çekilen TERRIS CHAVO adli hasta, HAYATA DÖNDÜ!!!
Ölümün ancak, bir yüksek irade-i Külliye'nin elinde ve emrinde olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Bizde ise İzzet Baysal Üniversite Tip Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ferda Şenel'in 2001 yılında yaptığı bir araştırmasında "...kadavradan organ nakilleri, kalbi çalışan, ancak beyni ölen kişilerden yapılır. "Ve Beyin ölümü kararı zor alınabilen bir karardır. Bilimsel sonuca varması; "Kalbi durmamış bir insanın organlarının alınması durumunda kişinin ölmesi cinayet sayılmaz mı? Bu kararı kim verecektir?
Organ nakillerinde uzmanlarca ortalama her 10 vakadan 3 ile 6 arasında organ reddi görüldüğü" ifade edilmektedir. Ayrıca "nakil yapılan hastaların yaklaşık yüzde 50'si belli bir zaman diliminde ret atakları geçirdiği. “tespiti dikkat çekicidir.
İlave olarak, nakillerden insan sağlığı üzerinden haksız kazanç sağlayanlar, Arena programlarına konu mesleki ahlaksızlıklara kapı aralayanların olduğu bilinmektedir. Öte yandan sırf magazinsel, Gündem kapma hafifliğinde yapılan operasyonlar, hastalara umut yerine "Umutların bitmesine “sebep olduğu algısı uyandırmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de Alemlerin Rabbi: "Kendi kendinizi katletmeyin.”(Nisa:29) "Emri ilahisi, Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın. (Bakara:195)"öğüdü önemsenmelidir..
Ben de önceleri "Organ nakline sıcak bakanlardandım. Ama..Muhaliflerden insanın Yaradılışı ve Organ Nakli konusunda hacimli eser sahibi : Ömer Öngüt Hoca'nın kitabını okuyunca görüşlerim değişti.Ayrıca ,organ naklinin alternatifsiz bir tedavi yöntemi olmadığı, kök hücre enjeksiyonu ile hasarlı organların onarıldığı, yapay malzemeden organların kullanıldığı bilinmektedir.
Ne yalan söyleyim. Nakil konusunda hala gitgeller yaşıyorum. Nihayetinde söz konusu olan bir Can !. Ama bu can, bu beden kimin? Kim tarafından emaneten verilmisti?Ademoğlu'nun "Mükerrem" insan olabilmesinin yöntemi, Hazreti Kur'an'da işaret ettiğine göre "Amenna 'demek yeterli bence.Ömer Öngüt Hoca'nın "Insanın Yaradılışı ve Organ nakli" kitabını sizler de mutlak okuyunuz.. Orada her şeyin cevabını bulacaksınız.
DENGE
Organ nakli... Umutlar biterse!... 02 Mart 2012 Cuma
Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde dünyada ilk kez bir insana aynı anda "çift kol ve çift bacak nakli yapıldı. Ancak, hasta "dolaşım bozukluğu"sonucu yaşamını kaybetti. 27 yaşındaki Şevket Çavdar adındaki hastanın durumu "Vericiden nakil"konusunu tartışılır hale getirdi.
Aslında İslami hassasiyeti olan çevrelerce nakillere sıcak
bakılmadığı biliniyordu. Günümüzde her olayın magazin konusu yapılması moda haline getiriliyor dersek yanlış söylemiş olmayız. Bakın nakil öncesi şaşaalı tanıtımlara, simdi nerdeler?
Ömer Nasuhi Bilmen'in "Büyük İslam İlmihalinin (Sayfa 466) "İnsanların bedenleri ve organlar hayatta olduğu gibi öldükten sonra da hürmet edilmeye layıktır. Ve dokunulmazlığı vardır."hükmü nakil karşıtlarının önemli kanıtı.Ali Rıza Demircan Hoca, bir Televizon kanalında naklin haram olduğunu söyleyerek aynı görüşü savunmuştur.
Bu bağlamda Şevket Çavdar’a, organları alınan kadavra ‘ya dokunulmuştur. Hayat dolu bir insanken kendi kendine yetebilecek zihinsel ve bedensel bazı işlevlerini -az da olsa -yerine getirirken, bir Üniversitenin - başarılı yüz naklinden sonra-böylesi beklentisi yüksek plantasyona kalkışılması, etik açıdan doğru bir yaklaşım mıdır?
Yaşama umudu bitmemişken son çare olarak ikna edilmesi doğru mudur? Aslında, kişi tekerlekli sandalyeyle dolaşıyor, Televizon seyrediyor, İnternetle kendi dışındakilerle iletişim kurabiliyordu. Şimdi aramızda yok. Ailesinin yaşadığı travmayı tahmin edebiliyor muyuz?
Uzmanlar dünyada gerek beyin ölümü gerek kalbi duran insanın uzuvları bir başkasına "vasiyet/bağış yoluyla" alınarak bu yolla insan sağlığına hizmet edildiği varsayılmaktadır. Olay, mesleki etik, felsefi, dini tartışmalar birbiri ile çelişmesine rağmen ısrarla, Allah’ın haram kıldığına "fetva veren dini otoriteler "zaruret ilkesini ileri sürmüşlerdir. Bu konu Batı'da hala tartışılmaktadır.
Ölümün,1. Bir kişi kalp ve dolaşım fonksiyonu, 2. Solunum fonksiyonu, 3. Beyin faaliyetlerinin total ve geriye dönüşü mümkün olmayacak şekilde durması hallerinde ölümün gerçekleşmiş sayılacağı kabul edilmektedir. Ne varki, bu koşulları çürütecek bir olay yaşandı.Amerikada bitkisel hayatta 15 yıl yaşayan ve 3 kez yaşam makinesinden fişi çekilen TERRIS CHAVO adli hasta, HAYATA DÖNDÜ!!!
Ölümün ancak, bir yüksek irade-i Külliye'nin elinde ve emrinde olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Bizde ise İzzet Baysal Üniversite Tip Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ferda Şenel'in 2001 yılında yaptığı bir araştırmasında "...kadavradan organ nakilleri, kalbi çalışan, ancak beyni ölen kişilerden yapılır. "Ve Beyin ölümü kararı zor alınabilen bir karardır. Bilimsel sonuca varması; "Kalbi durmamış bir insanın organlarının alınması durumunda kişinin ölmesi cinayet sayılmaz mı? Bu kararı kim verecektir?
Organ nakillerinde uzmanlarca ortalama her 10 vakadan 3 ile 6 arasında organ reddi görüldüğü" ifade edilmektedir. Ayrıca "nakil yapılan hastaların yaklaşık yüzde 50'si belli bir zaman diliminde ret atakları geçirdiği. “tespiti dikkat çekicidir.
İlave olarak, nakillerden insan sağlığı üzerinden haksız kazanç sağlayanlar, Arena programlarına konu mesleki ahlaksızlıklara kapı aralayanların olduğu bilinmektedir. Öte yandan sırf magazinsel, Gündem kapma hafifliğinde yapılan operasyonlar, hastalara umut yerine "Umutların bitmesine “sebep olduğu algısı uyandırmaktadır. Kur'an-ı Kerim'de Alemlerin Rabbi: "Kendi kendinizi katletmeyin.”(Nisa:29) "Emri ilahisi, Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın. (Bakara:195)"öğüdü önemsenmelidir..
Ben de önceleri "Organ nakline sıcak bakanlardandım. Ama..Muhaliflerden insanın Yaradılışı ve Organ Nakli konusunda hacimli eser sahibi : Ömer Öngüt Hoca'nın kitabını okuyunca görüşlerim değişti.Ayrıca ,organ naklinin alternatifsiz bir tedavi yöntemi olmadığı, kök hücre enjeksiyonu ile hasarlı organların onarıldığı, yapay malzemeden organların kullanıldığı bilinmektedir.
Ne yalan söyleyim. Nakil konusunda hala gitgeller yaşıyorum. Nihayetinde söz konusu olan bir Can !. Ama bu can, bu beden kimin? Kim tarafından emaneten verilmisti?Ademoğlu'nun "Mükerrem" insan olabilmesinin yöntemi, Hazreti Kur'an'da işaret ettiğine göre "Amenna 'demek yeterli bence.Ömer Öngüt Hoca'nın "Insanın Yaradılışı ve Organ nakli" kitabını sizler de mutlak okuyunuz.. Orada her şeyin cevabını bulacaksınız.