Organ Nakli Ölüye Eziyettir,
Eziyet İse Haramdır:
Organ naklinde organlar "Beyin ölümü gerçekleşti." denilen hastalardan alınmaktadır. Ancak ileriki sayfalarda etraflıca izah edileceği üzere "Beyin ölümü" ölüm değildir.
Sağlık Bakanlığı'nın yayın organı SB Diyalog Dergisi'nin Kasım 2004 tarihli 7. sayısında beyin ölümü şu benzetme ile anlatılmıştır:
"Beyin ölümü, çok basit bir benzetme ile vazodaki çiçeğe, bitkisel hayatı ise saksıdaki çiçeğe benzetebiliriz. Vazodaki çiçek istesek de istemesek de bırkaç gün sonra solacak kuruyacaktır."
Görüldüğü üzere "Beyin ölümü" denilen şey aslında ölüm değil, "Nasıl olsa ölecek" durumudur. Ancak bu durumun tespitinde dahi hata yapma ihtimali her zaman mevcuttur. Amerika'da Zack Dunlap isimli gencin beyin ölümü tanısı konulup organları alınmaya hazırlanırken hareket ederek ölümden kurtulması bunun en bariz bir delilidir.
Ölüm vaki olsa dahi; İslâm dini'nde ölüye saygı ve hürmet gerekir. Ölü dahi olsa organları alınamaz, ölüye eziyet haramdır.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
"Bir müslümana eziyet eden, bana eziyet etmiş gibi olur. Bana edilen eziyet ise Allah'a edilen ezâ gibidir." buyuruyorlar. (Camius-sağir)
Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir." (Ebu Dâvud: 3207 - İbn-i Mâce: 1616)
Hadis-i şerif'ten; kişinin hayatta iken eziyet duyduğu şeylerden ölü iken de eziyet duyduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim Ashâb-ı kiram'dan Abdullah bin Mesud -radiyallahu anh-:
"Bir mümine ölü iken eziyet etmek, hayatta iken eziyet etmek gibidir." demiştir.
Hadis-i şerif'ten maksat; dirinin kemiğini kırmak haram olduğu gibi, ölünün kemiğini kırmak da haramdır.
Ebu Dâvud'un haşiyesinde, Süyutî bu Hadis-i şerif'in sebebini şöyle zikretmektedir:
Câbir -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Biz Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber, bir cenazeye çıktık. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kabrin kenarında oturdu, biz de beraberinde oturduk. Mezar kazıcısı toprak altından bir bacak veya kol kemiği çıkardı. Onu kırmak istedi. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"Onu kırma! Senin onu ölü iken kırman, onu diri iken kırman gibidir. Lâkin onu kabrin kenarında toprağa göm." buyurdu.
Ümmü Seleme -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'den rivâyet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Günah hususunda ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir." (İbn-i Mâce: 1617)
Bu emr-i Peygamberî'yi çürütmek için, nefsini ilâh edinip şeytana uyanlar ameliyattan bahsediyor.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
"Allah-u Teâlâ derdi de devâyı da indirdiği gibi, her dert için bir devâ yaratmıştır. Binaenaleyh tedaviye devam ediniz. Fakat haram ile tedavi etmeyiniz." buyuruyorlar. (Ebu Dâvud: 3874)
İnsan vücudu Allah-u Teâlâ'nın kullarına bahşettiği ilâhî bir emanettir. Şahsa ait değildir ki, organlarını başkasına bağışlayabilsin.
Birisi öldü diye onun evinden istediğin malzemeyi alıp kendi binana kullanabiliyor musun? Diyeceksin ki "Hayır kullanamam, çünkü onun vârisleri var."
Beşerî bir insanı varis kabul ediyorsun da, Yaratan'ı nasıl unutuyorsun? Satın mı aldın o organları?
Allah-u Teâlâ'nın verdiğini ancak Allah-u Teâlâ alır. Dilerse tekrar iade eder. Vasiyet edip kendi arzunla verdiğin o organını bir daha sana verecek mi acaba? O zaman kimden bulacaksın?
Eziyet İse Haramdır:
Organ naklinde organlar "Beyin ölümü gerçekleşti." denilen hastalardan alınmaktadır. Ancak ileriki sayfalarda etraflıca izah edileceği üzere "Beyin ölümü" ölüm değildir.
Sağlık Bakanlığı'nın yayın organı SB Diyalog Dergisi'nin Kasım 2004 tarihli 7. sayısında beyin ölümü şu benzetme ile anlatılmıştır:
"Beyin ölümü, çok basit bir benzetme ile vazodaki çiçeğe, bitkisel hayatı ise saksıdaki çiçeğe benzetebiliriz. Vazodaki çiçek istesek de istemesek de bırkaç gün sonra solacak kuruyacaktır."
Görüldüğü üzere "Beyin ölümü" denilen şey aslında ölüm değil, "Nasıl olsa ölecek" durumudur. Ancak bu durumun tespitinde dahi hata yapma ihtimali her zaman mevcuttur. Amerika'da Zack Dunlap isimli gencin beyin ölümü tanısı konulup organları alınmaya hazırlanırken hareket ederek ölümden kurtulması bunun en bariz bir delilidir.
Ölüm vaki olsa dahi; İslâm dini'nde ölüye saygı ve hürmet gerekir. Ölü dahi olsa organları alınamaz, ölüye eziyet haramdır.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
"Bir müslümana eziyet eden, bana eziyet etmiş gibi olur. Bana edilen eziyet ise Allah'a edilen ezâ gibidir." buyuruyorlar. (Camius-sağir)
Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir." (Ebu Dâvud: 3207 - İbn-i Mâce: 1616)
Hadis-i şerif'ten; kişinin hayatta iken eziyet duyduğu şeylerden ölü iken de eziyet duyduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim Ashâb-ı kiram'dan Abdullah bin Mesud -radiyallahu anh-:
"Bir mümine ölü iken eziyet etmek, hayatta iken eziyet etmek gibidir." demiştir.
Hadis-i şerif'ten maksat; dirinin kemiğini kırmak haram olduğu gibi, ölünün kemiğini kırmak da haramdır.
Ebu Dâvud'un haşiyesinde, Süyutî bu Hadis-i şerif'in sebebini şöyle zikretmektedir:
Câbir -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
"Biz Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraber, bir cenazeye çıktık. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- kabrin kenarında oturdu, biz de beraberinde oturduk. Mezar kazıcısı toprak altından bir bacak veya kol kemiği çıkardı. Onu kırmak istedi. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"Onu kırma! Senin onu ölü iken kırman, onu diri iken kırman gibidir. Lâkin onu kabrin kenarında toprağa göm." buyurdu.
Ümmü Seleme -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'den rivâyet edilen bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Günah hususunda ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir." (İbn-i Mâce: 1617)
Bu emr-i Peygamberî'yi çürütmek için, nefsini ilâh edinip şeytana uyanlar ameliyattan bahsediyor.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde:
"Allah-u Teâlâ derdi de devâyı da indirdiği gibi, her dert için bir devâ yaratmıştır. Binaenaleyh tedaviye devam ediniz. Fakat haram ile tedavi etmeyiniz." buyuruyorlar. (Ebu Dâvud: 3874)
İnsan vücudu Allah-u Teâlâ'nın kullarına bahşettiği ilâhî bir emanettir. Şahsa ait değildir ki, organlarını başkasına bağışlayabilsin.
Birisi öldü diye onun evinden istediğin malzemeyi alıp kendi binana kullanabiliyor musun? Diyeceksin ki "Hayır kullanamam, çünkü onun vârisleri var."
Beşerî bir insanı varis kabul ediyorsun da, Yaratan'ı nasıl unutuyorsun? Satın mı aldın o organları?
Allah-u Teâlâ'nın verdiğini ancak Allah-u Teâlâ alır. Dilerse tekrar iade eder. Vasiyet edip kendi arzunla verdiğin o organını bir daha sana verecek mi acaba? O zaman kimden bulacaksın?